arastirma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
arastirma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14.12.2008

En değerli varlığım sensin


Bazı insanlar-benim gibileri-öldükten sonra yerin 1.80 m altına gömülüp toprak olmayı tercih eder.Ama dünyada o kadar farklı görüşten insanlar var ki toprağa karışmayı reddedip yakılıp kül olmayı havaya karışmayı tercih eder,bazıları ise dondurulmayı veya mumyalanmayı isterler.İnsanoğlu ise bu tarz istekleri her zaman fırsata çevirmesini bilmiştir.İsviçre de bir şirket de insanı öldükten sonra elmasa çeviriyor.insan vücudunun yakılmasıyla 2.5-3 kg kül çıkıyor ve bunun 500 gramıyla elmasa çevrilebiliyor.Çok büyük bir basınç altında 1700 derece de ısıya tabi tutulan küller 6 hafta sonunda kristale dönüşüyor.oluşan her elmas benzersiz oluyor yani DNA 'nın benzersizliği kadar eşsiz bir elmasa sahip olunabiliyor.Ölen yakınınızın elmasını istediğiniz forma dönüştürebilirsiniz ayrıca.İsterseniz bir kutuya koyun saklayın isterseniz kolye ya da yüzük yaptırıp yanınızdan ayırmayın.Bu çılgınlık şimdiden 20 ülkede şube bile açtırmış isviçreli şirket sahibine.Maliyeti ise taşın boyutuna göre 2800 ile 10600 euro arasında değişiyor.Bana çok ilginç geldi.Yine de ürkütücü geliyor.Kültürümüzde öldükten sonra toprak olmak var.Bu değiştirilemez bir gerçek.Ama insanın en sevdiği canını,aşkını yanında değerli bir taş olarak taşıması da farklı bir istek olsa gerek ne dersiniz.



30.11.2008

Mükemmel aşk yoktur

Mükemmel aşk diye bir şey yoktur,ama aşkın altın bölümleri vardır.Aşk hissi insan sağlığına oksijen kadar gereklidir.Ne kadar az sevgi barındırırsak içimizde ruh sağlığımız da o oranda riske girer.Bilimsel bir araştırmayla sevmeyen insanların depresyona daha eğilimli olduğu ortaya atılmış.O yüzden aşkın en iyi antidepresan olduğunu söylüyor uzmanlar ve sevmeyi beceremeyen,hep kendini düşünen bencil insanları sevilmeyen insan olarak tanımlıyor.Bu tip insanların da çekici olmak veya sevmek sevilmek gibi soyut kavramlarla ilgilenmediğini belirtiyor.Gerçekten de etrafınızdaki insanları gözden geçirdiğinizde maddiyata,somut kavramlara değer verenlerin içinde sevgi zerreciklerini barındırmadıklarını göreceksiniz.Halbuki yaşamı kolaylaştırmanın,sağlıklı düşünebilmenin,en temelinde nefes alabilmenin sevgiyle çok alakalı olduğunu bilmek ve uygulamak gerçek sevginin yok olmaya başladığı,insanların çıkarı olmadığı insanla dialoğa bile girmediği günümüzde ,bize o kadar gerekli ki.Hayatta hiçbirşey mükemmel değildir,eğer unutabiliyorsan öok kötü de değildir.Sevmek ve sevilmek insanın psikolojik ihtiyacının bir ifadesidir.Bir insan aşık olabilir,ama bu fazla uzun da sürmeyebilir,psikologlar bunun 6 aydan fazla sürmeyeceğini söylüyorlar,işte bu dönemden sonra bu duyduyu sevgiye dönüştürebiliyorsan dünyanın en sağlıklı insanı olmaya hak kazanabilirsin.Eğer bunu beceremiyorsan bir an önce unut çünkü untmadığın herşey sana zarar verecektir.Yeni heyecanlaridüşler,yeni kalp atışları,yeni oksijen ihtiyacı senin için şart olmuştur artık.İnsan kendinde olan özelliklere de aşık olmak zorunda değildir.Bazen tam zıt kişilikler bile kendinde bulamadığı şeyleri karşısındaki insanda bulabilir.Bu ilşkiler daha sağlıklıdır ve ilişkide dürüstlük devam ettiği sürece sevgi devam eder.İç sesini dinlediğin sürece sevmeyi ve sevilmeyi öğrenebilirsin,böylece aşkın altın kısmını yaşayabilirsin.Siz siz olun karşınızdaki insana fırsat vermeyi unutmayın belki de sizi bu dünyada düşünebilecek tek varlık o olabilir,nedersiniz.

28.11.2008

kim kimden farklı


Kadınların hiç bir erkek beni anlamıyor demesi gibi erkekler de bu kadınların ne yapacağı belli olmaz üslubuyla tarafların karşı cinslerine bakış açıları zaten iki cinsin ne kadar farklı olduğunu göstermeye yeter.Erkekler her zaman kadınının arkasında bir destekçi olmasını isterlerken kadınlar da erkeklerini saman altından yönetmeye çalışır.
Hacimsel olarak kadın beyni daha küçük olması ve buna zıt olarak bilgi ve kültür açısından daha donanımlı olması ilginç görünmesine rağmen doğru bir tespit bence.Belki de bu yüzden hep bu kadınlardan korkmuşumdur.Kadınlar yalan söyleyen erkekleri vücut dilinden çok rahat anlayabildikleri gibi,kendileri yalan konusunda çok başarılılarmış.Ayrıca erkek bir kadın kadar özenle seçilmiş kelimelerle konuşmayı beceremiyor. Kadınlar sesli düşünmeyi sevmesine rağmen erkek bunu içinden yaptığı zaman duygusuz,bencil mahlukat olarak görülüyor kadın ise erkek tarafından dırdır eden başbelası olarak bilinir.
İlişkisi iyi gitmeyen kadınlar işlerini aksatırken,işleri iyi gitmeyen erkek ise ilişkisini zedeliyormuş.Bu da kimin neye önem verdiğini açıkça gösteriyor.Bu arada diyaloga girdiğiniz kadın günde yirmi bin kelimeyle derdini anlatabilirken biz erkekler sadece yedibin kelime kullanabiliyoruz.Şimdi ne biçim erkeksin deyip kadınlar bu kadar övülür mü diyen çıkabilir aramızdan ama ne yapayım hangimiz hayır bunların hiçbiri doğru değil diyebiliriz ki.Ama yine de sabahtan akşama kadar dır dır eden birisi varsa yanınızda,bir an önce akşam olması için dua etmeyi unutmayın.Onlarsız hayatın anlamsız olacağını hatta hiç olmayacağını bildiğim için önce annemizi sonra tüm kadınları öpüyorum