deneme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
deneme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16.11.2008

shakespeare de shakespeare


Eğer başıma gelen felaketlerin bir nedeni olsaydı,

Ben de acılarıma bir sınır çekebilirdim.

Gökler ağlamaya başladıysa,yeryüzünü sel basmaz mı?

Rüzgarlar gazaba gelirse,denizler azıp çılgınlaşmazlar mı?

Kabaran yüzüyle göklere tehditler savurmaz mı?

O halde, bu perişanlığın nedeni nedir diyorsan,

Deniz benim işte,dinle nasıl yankılanıyor haykırışları.


Shakespeare

Dün akşam gün batımı


Dün akşam gün batımı,hiç görmediğim bir güzellikteydi.Pembe,turuncu bir buğu vardı gökte.Hele mavunaların geçtiğ seine üzerinde gök öyle bir göründü ki,Grenelle köprüsünde ürperdim.Tramvay da baktım;kimse ama hiç kimse görmüyor bu güzelliği.Farkında olan kendinden geçen,tedirgin olan bir yüz yok...
Ama diye düşündüm,güzelliği bulmak için yolculuğa kalkar,uzaklara giderler.Güzelliği satın almaya alışmışlardır,parasız oldu mu görmüyorlar

Andre Gide,Günlük,24 ocak 1916

8.11.2008

sonsuzdan sonra sıfır gelsin




Sıfır,matematikte doğal sayıların başlangıcı,sıfır olmasa başlanamaz saymaya.Herşeyin bir başlangıcı var,kabul edilmiş bir başlangıç.Bir de başlangıcın öncesi varmı,matematikte var tabiiki;sıfırdan önce negatif sayıların olması gibi.


Gerçek hayatta da böyle değil mi?tarihleri olaylarla başlatmışız,ama tarihin başlangıcı belirsiz,eğer birşeyleri kabul etmeseydik,hiçbirşeye başlayamazdık.


Sonsuz,matematikte ulaşılması zor,imkansız,belirsiz,tanımsız olarak tanımlanmış,İnsanlar eğer sonsuza ulaşabilseydi sonsuzun anlamı basitleşirdi belki,matematikçiler iyi ki böyle yapmış,sonsuza gizem katmışlar,bunun yanında bize de hayal etme fırsatı vermişler,sonsuzluğu hayal etme...



Bu yazı hoşunuza gittiyse RSS abonesi olarak yazıları takip edebilirsiniz

İnsanlar varoluşlarından bu yana dünyada olan ama varlıklarını ancak yaşayınca farkedebildiklerisoyut kavramlarla o kadar çok karşılaşıyorlarki,düşünün mutluluğu;bir annenin on saniye önce belki anneliğin ne demek olduğunu bilmezken bir süre sonra kendisinin insanlığın devamı için seçildiğini,bir misyonu üstlendiğini ve bir varlıktan başka bir varlığın meydana gelmesini anlaması bir anne için diğer insanların anlayamayacağı veya henüz anlamamış olduğu,ulaşılması zor bir duygu olduğunu anlaması nasıl bir mutluluktur,bunu ben anlatabilirmiyim.Düşünün acıyı;bir ebeveynin askere gönderdiği evladını o kahrolası beyinlerini en korkunç kinlerle,nefretlerle doldurmuş olan o kahrolası eşkiyanın serseri kurşunlarla kaybetmesini ve evlatlarının bunu yaperken vatanı için belki de kendileri için yaptığını idra etmek zorunda olduğunu düşünmesi nasıl bir acıdır anlatılabilir mi.Bu örnekleri belki çoğaltabiliriz ama ne gerek var kimse anlamıyorsa.


Hayatta herşeyi kabul etmişiz.Bir evladın dünyaya gelmesi,onun sıfırdan başlaması ya da başka bir evladın dünyadan uzaklaşması veya dünyadaki bedeninin dünyanın fiziksel konumuna göre artık yetememesi,onun da sonsuzluğa ulaşması.Madem herşeyi kabul ediyoruz.Sonsuzdan sonra sıfır gelsin.Matematikçiler duyarsa bana çok kızar herhalde.Eğer insanlar bu duyguları yaşamak zorundaysa ,bunları kendi hayatını en olumlu kılacak şekilde yaşamını yönlendirmesi daha akılcı bir hareket olmazmı?Tabii ki hepimiz mutlu olacağız,güleceğiz,ağlayacağız,acı çekeceğiz,kendimizi bir tuhaf hissedeceğiz,sinirleneceğiz ama en son yapacağımız şey neden yine gülmek olmasın?Ne yaşarsak yaşayalım bunları tattıktan sonra yüreğimizin fazla yer tutmayan köşesinde hapsederek neden o mutluluğa,o gülüşe,o güzel aşklara,güzel heyecanlara yeniden başlamayalım ki?